Blogların düşmanı 'acelecilik'

Blog yazmayı Facebook, Twitter, Linkedin, Youtube, Google+  gibi sosyal paylaşım platformlarını birbirine yapıştıran bir tutkal gibi görüyorum.

Bloglar tüm sosyal ağların odak noktasında yer alıyor. Şunu unutmamak gerek sosyal medya yokken bloglar vardı. Blogların sosyal medyanın yükselişe geçmesi ile kan kaybettiğini düşünenlere katılmıyorum. Tam tersi bloglar artık daha fazla önemsenmeye başladı.

Binlerce kişi blog yazarlığı hakkında yeni ve faydalı bilgiler edinmeye çalışıyor, kaliteli blogları takip ediyor, blog yazılarını paylaşıyor ve yorumluyor. Blog yazarlığına başlamak isteyen ya da yeni başlayıp da ne yapacağını tam olarak bilemeyen bir sürü kişi var.

Zaman zaman bana da blog yazarlığı hakkında sorular soran arkadaşlar var. Nereden başlayacaklarını ve ne yapacaklarını tam olarak bilemiyorlar. Bu hususta bana ulaşanlara elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyorum. Blog yazarlığının önemsenmesi, ilgi görmesi sevindirici.

Blogların daha fazla önemsenmesinin bir somut örneği de şirketler. Çoğu büyük şirketin ve markanın bir blogu var. Blogunu düzenli olarak güncelleyen şirketler bir değer oluşturmada bir adım önde yer alıyor.

Bir blogda düzenli olarak üretilen değerli, aranabilir, paylaşılabilir içerikler her zaman başvuru kaynağı olarak fayda sağlayacağı bilinen bir gerçek.

Benim de blog dünyasına ilgi duyan herkes gibi düzenli olarak takip ettiğim birkaç blog var. Bu bloglarda daha birkaç sene önce yazılan yazılar bile tazeliğini hala koruyor. Bu da sürekli ziyaretçi ve yeni okur çekmeyi sağlıyor.

Ben de Medya İstasyonu için içerik üretirken  bunu baz alıyorum. Yazılarımın güncelliğini yitirmeyecek konulardan olması, okuyanlara birkaç cümle de olsa bir şeyler katması benim için gerçekten çok önemli. Bu hem yeni ziyaretçi, takipçi sağlıyor hem de ziyaretçilerin sadık bir okuyucuya dönüşmesine olanak tanıyor.

Blog yazarlığı gerçekten basit ve hemen para kazandıran bir iş değil. Öncelikle bunun bilincinde olmak gerekiyor. Blog yazarak ciddi para kazananlar elbette var. Genelde yabancı popüler bloglar çok iyi paralar kazanıyor.

Türkiye'de sadece blog yazarak çok büyük paralar kazanan kaç kişi var gerçekten bilmiyorum ama hatırı sayılır düzeyde para kazananların olduğunu tahmin ediyorum.

Peki bu adamlar ne yapıyor da blogları bu kadar popüler oluyor ve para kazanıyorlar? Düzenli, değerli olabilecek, paylaşılabilecek içerikler üreterek belli bir kalite tutturmaya özen gösteriyorlar. Sürekli çalışıyorlar. Trendleri yakından takip ediyorlar. İletişim ve etkileşim kuruyorlar.

Ya Türkiye'deki blog yazarları? Kaçı kaliteden, değerli içerik üretiminden yana? Kaliteli bilincine sahip blog yazarları zaten olayın farkında. Onlar için söyleyecek bir söz yok. Her şekilde yoluna devam edecekler.

Peki, diğerleri? Yeni blogger arkadaşlar mesela...

Blog yazarlığı hakkında yazılan süslü yazılara aldanıp büyük bir hevesle blog açıyorlar. Yazmayı önemsemiyorlar, yazı pratikleri yapmıyorlar. Dili etkili ve doğru bir şekilde kullanamıyorlar. Çok aceleci davranıyorlar. Hemen başarılı olmayı istiyorlar. Zamana, zorluklara tahammül edebilecek yapıda olanlar oldukça az. Durum böyle olunca da ortaya çıkanların kalitesi yerlerde sürünüyor.  Bloglara ziyaretçi uğramıyor.

Bunların yanı sıra tema değiştirme hastalığına yakalanıp bir sürü tema ve kod  içinde sinir stres olanlar da çok. Tek bir konuda açtığı bloguna ziyaretçi gelmeyince önüne gelen her yazıyı, videoyu, içeriği eklemeye çalışıyorlar. Geleceği olmayan bloglara tanıtım yazısı, reklam alma derdine düşüyorlar. İşin içine bir de blogdan para kazanma arzusu eklenince olay arapsaçına dönüyor.

İşin içinden nasıl çıkılacak?

Çıkış yolu da basit. Yeni bir blog. Sonra yine yeni bir blog. Bir blog daha...

Forum sitelerinde sorular havalarda uçuşuyor:

 "Arkadaşlar blog açacağım hangi blog tutar?"

"Güncel blog konusu söyler misiniz?"

"Hit getiren kelimeler neler?" 

"Blog için reklam önerileriniz neler?"

Derken bir bakmış açtığı ve kapattı blog sayısı onlarca...

Sonuç? Yine hüsran. Plansız, amaçsız ve başarısız blogculuk macerası.

Çöp blog ordusuna yeni yeni üyeler daha...

Blog yazarlığı serüvenine başlamadan önce mutlaka blog yazmak ile ilgili kapsamı araştırmalar yapın, kendinize bir yol haritası çizin. Plansız iş yapmayın. Kalite bilinci ile hareket edin. Buna gönülden inanın.

Asla acele etmeyin arkadaşlar, sabırlı olun. Emeklerinizin karşılığını zamanla alacaksınız. "Hep zaman hep zaman deyip duruyorsunuz peki bu zaman ne zaman gelecek?" gibi bol zamanlı cümleler ile yönelteceğiniz soruya da yine zamanla başlayan bir cevap vereceğim:

"Zaman gösterecek."

Acelecilikten bahsetmişken acelecilik ile ilgili çok anlamlı ve önemli mesajlar veren güzel atasözlerimiz var. Birkaç tane paylaşmak istedim. Belki işinize yarar.

- Acele ile menzil alınmaz : Acele etmekle sonuca daha çabuk ulaşılmaz.  Acele davranmak bir işin daha güzel olacağı anlamına gelmez.

- Acele işe şeytan karışır : Acele yapılan işin sonunda mutlaka bir aksaklık ya da bozukluk meydana gelir. Acele yapılan işlerde hata yapma ihtimali çok yüksektir.

- Acele yürüyen yolda kalır : Bir işi acele yapan kimse şaşırır. Yavaş yavaş ve düşünerek hareket etmek daha faydalıdır.

- Ağır git ki yol alasın : Acele etmeden düşünerek hareket eden kişi işini şaşırmadan yapar.

- Demir tavında dövülür : Her işin uygun zamanını beklemek gerekir acele ile hareket etmek zarar getirir.

- Geç olsun da güç olmasın : Acele edip zarar görmektense biraz geç olsun ama hiçbir sıkıntı yaşanmasın daha iyidir. Acele ederek elin ayağın birbirine dolaşırsa mutlaka hata yaparsın.

- İyi iş altı ayda çıkar : Bir işin düzenli olması isteniyorsa acele edilmemeli, üzerinde uzun uzun düşünmeli ve çalışılmalıdır.

- Terazi var, tartı var; her bir şeyin vakti var : Her şeyin bir zamanı ve ölçüsü vardır. Aceleci  olmamak uygun zamanı beklemek gerekir.






Blogların düşmanı 'acelecilik' Blogların düşmanı 'acelecilik' Reviewed by Medya İstasyonu on Çarşamba, Ağustos 21, 2013 Rating: 5

2 yorum:

  1. Merhaba. Çok doğru saptamalar yapmışsınız, teşekkürler paylaşım için. Ben de bir atasözü eklemek isterim. Sabreden Derviş Muradına Erermiş :))) Sabırla birlikte çalışarak da kısmını ilave etmek lazım elbet..

    YanıtlaSil
  2. Blog yazarlarının çok önem vererek yazdığı yazılar ile günümüz tabiriyle baştan salma yazılan yazılar bloga bağımlılık ve devamlılık konusunda farklılık yaratacaktır. Çok önem verilerek profesyonelliğini konuşturarak yazmaya yazdığı yazı büyük bir sevinç,haz kazandıracaktır. Bu blog yazarının blogunu düzenli olarak yazmasını ve bu bloggerlık işini severek yapmasına başarılı olmasına yol açacaktır. Blog yazarlığı profesyonel bir iş olarak görülmeli. Ve blog yazarlığına başlayacak olan arkadaşların bunu bir iş olarak görüp işe başlamaları gerektiğini düşünüyorum. Hayatında iş olarak sadece blog yazarlığı yapacak kişiler sadece blog yazarlığına odaklandıklarından dolayı daha kolay yürüteceklerdir. Ama 2 ve ya 3 iş ile uğraşan arkadaşlar bir işe fazla odaklanıp diğer işini unutma ihtimalleri vardır. Blogum mu vardı benim diyebilirler..
    Bu yüzden Blog yazarlığını bir iş gibi görüp hareket etmemizin başarımızı arttıracağını umuyorum..

    BİR İŞE NE KADAR ÖNEM VERİLİRSE NE KADAR VAKİT HARCANIRSA O KADAR BİZİM İÇİN KIYMETLİ OLUR.

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.