Doktorluk, resmi ve ciddi bir meslek olmasının yanı sıra; esasen müşteri olan hastalarla geliştirilen ilişkiler bazı belli başlı ahlak ve etik kurallara göre düzenlenmektedir. Doktor ve hasta ilişkisi, son derece önemli ve de ciddiyet arz eden bir meslek ilişkisi olarak tanımlanıyor.
Öncelikle doktor ve hasta arasında bulunması gereken gizlilik, temel esastır. Bir doktor, hiçbir koşulda (hayati önem arz etmedikçe), hastasına ait özel bilgileri açıklamaz.
Bununla ilgili genel kurallar, 1998'de yürürlüğe giren hasta hakları yönetmeliği ile düzenlenmiştir. Ancak pratikte uygulama olarak, çok daha eskilere dayanır. Zira benzer uygulamalar, neredeyse hekimlik mesleği icat olunduğundan beri sürmektedir.
Bu mahremiyet kuralları sadece devlet hastanelerinde değil, aynı zamanda özel hastanelerde de uygulanmaktadır. Özel hastane randevu alan hastaların da mahremiyet ilkelerinin ihlal edilmeyeceği konusunda rahat olmaları ve doktorlarına güvenmeleri gerekiyor.
Türkiye, doktor – hasta mahremiyeti konusunda sorun yaşamayan dünyanın sayılı ülkelerinden biri olarak kabul edilmektedir. Pekçok üçüncü dünya ülkesinde bu mahremiyet ve etik kurallara değer verilmediği gibi, çeşitli ihlaller olmakta ve başta kadın hastalar olmak üzere, pekçok hasta mağdur olmaktadır. Türkiye'de genç kadın hastalarla ilgili doktorlar tarafından mahremiyet ilkesinin ihlal edildiği bazı durumlarla karşılaşılmış olsa da, bu ihlallerin kısa sürede önüne geçileceği düşünülmektedir.
Hasta hakları ile ilgili ilk bildiri, Lizbon Hasta Hakları Bildirgesi olarak 1981 yılında yayınlandı. Dünya Tabipler Birliğinde görev yapan uzman doktorlar tarafından açıklanan bu bildirgenin en önemli maddesi; “gizli bilgiler sadece hastanın açık izni veya mahkemenin kesin isteği üzerine açıklanabilir” maddesidir. Bu madde çeşitli uzantılarla, temel insan hakları ile de ilişkilendirilmektedir.
Doktor hasta mahremiyeti, hastaların doktora olan güven derecelerini belirler. Bu da uzun vadede o ülkedeki sağlık düzeyi konusunda belirleyici olur. Öte yandan doktor hasta ilişkileri ve güvenliği, ülkelerin gelişmişlik düzeylerinde belirleyici kabul edildikleri gibi, aynı zamanda özellikle demokrasi düzeyleri açısından da belirleyicidir.
Öncelikle doktor ve hasta arasında bulunması gereken gizlilik, temel esastır. Bir doktor, hiçbir koşulda (hayati önem arz etmedikçe), hastasına ait özel bilgileri açıklamaz.
Bununla ilgili genel kurallar, 1998'de yürürlüğe giren hasta hakları yönetmeliği ile düzenlenmiştir. Ancak pratikte uygulama olarak, çok daha eskilere dayanır. Zira benzer uygulamalar, neredeyse hekimlik mesleği icat olunduğundan beri sürmektedir.
Bu mahremiyet kuralları sadece devlet hastanelerinde değil, aynı zamanda özel hastanelerde de uygulanmaktadır. Özel hastane randevu alan hastaların da mahremiyet ilkelerinin ihlal edilmeyeceği konusunda rahat olmaları ve doktorlarına güvenmeleri gerekiyor.
Türkiye, doktor – hasta mahremiyeti konusunda sorun yaşamayan dünyanın sayılı ülkelerinden biri olarak kabul edilmektedir. Pekçok üçüncü dünya ülkesinde bu mahremiyet ve etik kurallara değer verilmediği gibi, çeşitli ihlaller olmakta ve başta kadın hastalar olmak üzere, pekçok hasta mağdur olmaktadır. Türkiye'de genç kadın hastalarla ilgili doktorlar tarafından mahremiyet ilkesinin ihlal edildiği bazı durumlarla karşılaşılmış olsa da, bu ihlallerin kısa sürede önüne geçileceği düşünülmektedir.
Hasta hakları ile ilgili ilk bildiri, Lizbon Hasta Hakları Bildirgesi olarak 1981 yılında yayınlandı. Dünya Tabipler Birliğinde görev yapan uzman doktorlar tarafından açıklanan bu bildirgenin en önemli maddesi; “gizli bilgiler sadece hastanın açık izni veya mahkemenin kesin isteği üzerine açıklanabilir” maddesidir. Bu madde çeşitli uzantılarla, temel insan hakları ile de ilişkilendirilmektedir.
Doktor hasta mahremiyeti, hastaların doktora olan güven derecelerini belirler. Bu da uzun vadede o ülkedeki sağlık düzeyi konusunda belirleyici olur. Öte yandan doktor hasta ilişkileri ve güvenliği, ülkelerin gelişmişlik düzeylerinde belirleyici kabul edildikleri gibi, aynı zamanda özellikle demokrasi düzeyleri açısından da belirleyicidir.
Advertorial
Doktor ve hasta ilişkisi
Reviewed by Medya İstasyonu
on
Salı, Ağustos 20, 2013
Rating:
neden böyle bir yazı yazma gereği duydunuz?Sizin blogunuzun içeriğiyle ilgisi yok da ondan soruyorum.Tanıtım yazısına da benzetemedim..
YanıtlaSilYazıyı ben yazmadım. Blog sitemi ilgiyle takip eden bir okurumm bu tür bir makalenin blogumda yayınlanmasını rica etti. Ben de kabul ettim. Bu yazı doktor ve hasta ilişkisini anlatan bir nevi bilgilendirici bir tanıtım yazısı. Blogumda zaman zaman tanıtım yazıları yer alacak. Ayrıca yazılarımı daha da sıklaştıracağım ve medya başlığı altında çeşitlendireceğim.
YanıtlaSilBen bloggerlık yolunda çok yeniyim. Ama bahçe perimin düşüncesi bana da mantıklı geldi. konuk yazarlık veya tanıtım yazısı bile olsa alakalı konular olması gerekmez mi?
YanıtlaSilhani çok gündem , önemli bir olay olur anlayabilirim bunu....
Öncelikle blog yazarlığı serüveninizde başarılı olmanızı diliyorum. Umarım kaliteli, fayda sağlayıcı içerikler üreterek iyi bir konuma ulaşırsınız. Tanıtım yazısı için bu seferlik böyle oldu. Bu bir seferliğe mahsus bir şey. Tanıtım yazıları tabiki blog içerikleri ile örtüşen türden olacak. Düşüncelerinizi, yorumlarınızı daima dikkate alıyorum.
Sil