Milyonlarca sitenin bulunduğu internet ortamında gerçekten kaliteli ve fayda sağlayıcı içerikleri ziyaretçilerine sunan sitelere ihtiyacın her geçen gün daha fazla arttığı bilinen bir gerçek.
Her gün binlerce yeni web sitesi açılıyor. Bunların çok az bir kısmı yoluna devam ederken geriye kalanları yok olup gidiyor. Fark oluşturmak ve istikrarlı bir şekilde çalışmak çok önemli bir konu. Bu iki kriteri sağlayan bir şekilde başarılı oluyor. Bu işlerde sabır gerçekten çok önemli.
Blog yazmaya başladığımdan bu yana gözlemlerim ve araştırmalarım sayesinde çok şey öğrendim. Kaliteli, özgün ve eskimeyecek türden içeriklerin her zaman değer gördüğünü bilmek, beni bu doğrultuda içerik üretmek için ciddi anlamda motive etti.
Bilgi kirliliğinin had safhaya ulaştığı günümüz dünyasında doğru ve yanlışı ayırt etmek son derece zor. Kopyala-yapıştır mantığı ile hareket ederek bir yere ulaşmayı hedeflemek iyi bir yol değil. Maalesef Türkiye'de gerçek anlamda içerik üreticisi çok fazla olmadığından dolayı kopya içerik çöplüğüne dönen sitelerin sayısı son derece fazla.
Daha fazla ziyaretçi çekebilmek adına şekilden şekile girmek, alakasız içerikleri sırf hit getiriyor diye ziyaretçi kitleye sunmak kısa vadede kazanç olarak görünse de uzun vadede hiçbir fayda sağlamayacak.
Atalarımız ne demiş: "Taşıma su ile değirmen dönmez" Kopya içerik bir yere kadar idare edecek. Ya sonrası? Ziyaretçiler azalacak, sitenin arama motorundaki konumu değişecek, güncelleme sıklığı azalacak. Sosyal medyada eskisi gibi ilgi görmeyecek ve yavaş yavaş çökecek. Sonu böyle olan bir sürü site var.
Yazmak, gerçekten yetenek işi. Profesyonel anlamda içerik üretmek, büyük emek istiyor. Bunu bıkmadan yapabilecek kaç kişi var? Medya İstasyonu'nu açtığımda tüm bu yazdıklarımın farkındaydım. Bu yüzden de oturup üşenmeden elimden geldiğince faydalı olabilecek yazıları yazdım. Özgün içerikler ile beslediğim Medya İstasyonu'nun maddi ve manevi anlamda faydasını gerçekten gördüm.
Yazarak nasıl para kazanıyorum?
Özgün içerik ihtiyacı olanlara ulaşmama gerek kalmadı. Onlar beni buldu. Nasıl mı? Tabi ki Medya İstasyonu aracılığı ile. Aralarında birçoğunuzun bildiği girişimler de vardı. Benim için iyi birer referans oldular. Peş peşe yazı işleri almaya başladım. İlk başlarda çok yüksek ücretler karşılığında yazı yazmadım. Piyasadaki standart tarife olan 100 kelimesi 1 TL, 200 kelime 2 TL gibi fiyatlardan da hiçbir şekilde yazı yazmadım. Çünkü kendi piyasamı ve ağımı oluşturmak istiyordum.
Yazı ihtiyacı olan ve ücret karşılığında başkalarına yazdıranlar bu piyasada gerçek anlamda kaliteli yazılar yazabilen çok fazla kişinin olmadığını gayet iyi bilir. Bu yüzden de fiyatlar çok komik. Yazı ihtiyacı olanlar arasında profesyonel olarak düşünen çok fazla olmadığından dolayı alan da veren de razı. Hal böyle olunca da 1-2 TL'lik yazılara çok rağbet oluyor.
Bana bu fiyatlardan yazmam için ulaşan kişilerin haddi hesabı yok. Hiçbir teklifi kabul etmedim. Çünkü bu işi yapanlardan bir farkım olmalıydı. Adam gibi bir adet yazı yazarak alacağım parayı onlarca yazı yazdıktan sonra neden alayım ki?
Ben kaliteye önem veren birisiyim. Kendi sitem için yazar gibi titiz bir şekilde hareket ediyorum. Aldığım yazı işlerini önemsiyorum ve profesyonelce çalışıyorum. Zamanında teslim ediyorum. İmla kurallarına, başlıklara, uzunluğuna dikkat ediyorum. Aceleye getirmiyorum.
Belli bir standart oluşturunca da yazı işleri zaman içinde artıyor. Yazı işlerinin yanı sıra yazı başına alınan ücretler de artıyor. Bu süreci bizzat yaşadım. Burada kendi pazarınızı oluşturmak önemli. Yeteneklerinizi iyi pazarlarsanız yükselme şansınız son derece yüksek. Taviz vermemelisiniz. Ucuzcu bir piyasada dik bir şekilde ayakta durabilmek, mücadele etmek büyük bir özveri istiyor.
Blogunuzu dijital bir CV olarak etkili bir şekilde kullanın. Genel blog gibi saçma sapan bir kavrama sığınıp çöp haline getirmeyin. Belli alanlara yönelik bıkmadan düzenli içerik üretin. İşlerin yoluna girdiğini göreceksiniz.
Ben Medya İstasyonu'nu bir vitrin olarak kullanıyorum. Bu yüzden hit, Page Rank, Alexa vb. kriterlere kafamı takarak asıl işim olan içerik üretmeyi ikinci plana itmiyorum. Yazmak istediğim zamanlarda içimden geldiği gibi yazıyorum. Yazmaktan keyif alırsanız çok daha iyi motive olursunuz. Yazdığınız her yazı sizi bir adım daha ileriye götürecek. Yazarak para kazanmak hayal değil. Zor da değil. Sadece sabredin, yazma becerilerinizi geliştirin ve gerçek anlamda çalışın.
Bir düşünün...
Sermayeniz; beyniniz, parmaklarınız, bilgisayarınız, internet bağlantınız... Bunlar son derece maliyetsiz şeyler. Bir dönem en çok izlenen videoların birinde biri demişti ya: "Beyin bedava" Evet, bedava. Önemli olan doğru zamanda doğru bir şekilde kullanmak...
Yazarak para kazanın, bir şeyler öğrenin network kurun.
Daha ne olsun?
Not: Bu konudaki tecrübelerimi sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.
İletişim için: medyaistasyonu@gmail.com
Her gün binlerce yeni web sitesi açılıyor. Bunların çok az bir kısmı yoluna devam ederken geriye kalanları yok olup gidiyor. Fark oluşturmak ve istikrarlı bir şekilde çalışmak çok önemli bir konu. Bu iki kriteri sağlayan bir şekilde başarılı oluyor. Bu işlerde sabır gerçekten çok önemli.
Blog yazmaya başladığımdan bu yana gözlemlerim ve araştırmalarım sayesinde çok şey öğrendim. Kaliteli, özgün ve eskimeyecek türden içeriklerin her zaman değer gördüğünü bilmek, beni bu doğrultuda içerik üretmek için ciddi anlamda motive etti.
Bilgi kirliliğinin had safhaya ulaştığı günümüz dünyasında doğru ve yanlışı ayırt etmek son derece zor. Kopyala-yapıştır mantığı ile hareket ederek bir yere ulaşmayı hedeflemek iyi bir yol değil. Maalesef Türkiye'de gerçek anlamda içerik üreticisi çok fazla olmadığından dolayı kopya içerik çöplüğüne dönen sitelerin sayısı son derece fazla.
Daha fazla ziyaretçi çekebilmek adına şekilden şekile girmek, alakasız içerikleri sırf hit getiriyor diye ziyaretçi kitleye sunmak kısa vadede kazanç olarak görünse de uzun vadede hiçbir fayda sağlamayacak.
Atalarımız ne demiş: "Taşıma su ile değirmen dönmez" Kopya içerik bir yere kadar idare edecek. Ya sonrası? Ziyaretçiler azalacak, sitenin arama motorundaki konumu değişecek, güncelleme sıklığı azalacak. Sosyal medyada eskisi gibi ilgi görmeyecek ve yavaş yavaş çökecek. Sonu böyle olan bir sürü site var.
Yazmak, gerçekten yetenek işi. Profesyonel anlamda içerik üretmek, büyük emek istiyor. Bunu bıkmadan yapabilecek kaç kişi var? Medya İstasyonu'nu açtığımda tüm bu yazdıklarımın farkındaydım. Bu yüzden de oturup üşenmeden elimden geldiğince faydalı olabilecek yazıları yazdım. Özgün içerikler ile beslediğim Medya İstasyonu'nun maddi ve manevi anlamda faydasını gerçekten gördüm.
Yazarak nasıl para kazanıyorum?
Özgün içerik ihtiyacı olanlara ulaşmama gerek kalmadı. Onlar beni buldu. Nasıl mı? Tabi ki Medya İstasyonu aracılığı ile. Aralarında birçoğunuzun bildiği girişimler de vardı. Benim için iyi birer referans oldular. Peş peşe yazı işleri almaya başladım. İlk başlarda çok yüksek ücretler karşılığında yazı yazmadım. Piyasadaki standart tarife olan 100 kelimesi 1 TL, 200 kelime 2 TL gibi fiyatlardan da hiçbir şekilde yazı yazmadım. Çünkü kendi piyasamı ve ağımı oluşturmak istiyordum.
Yazı ihtiyacı olan ve ücret karşılığında başkalarına yazdıranlar bu piyasada gerçek anlamda kaliteli yazılar yazabilen çok fazla kişinin olmadığını gayet iyi bilir. Bu yüzden de fiyatlar çok komik. Yazı ihtiyacı olanlar arasında profesyonel olarak düşünen çok fazla olmadığından dolayı alan da veren de razı. Hal böyle olunca da 1-2 TL'lik yazılara çok rağbet oluyor.
Bana bu fiyatlardan yazmam için ulaşan kişilerin haddi hesabı yok. Hiçbir teklifi kabul etmedim. Çünkü bu işi yapanlardan bir farkım olmalıydı. Adam gibi bir adet yazı yazarak alacağım parayı onlarca yazı yazdıktan sonra neden alayım ki?
Ben kaliteye önem veren birisiyim. Kendi sitem için yazar gibi titiz bir şekilde hareket ediyorum. Aldığım yazı işlerini önemsiyorum ve profesyonelce çalışıyorum. Zamanında teslim ediyorum. İmla kurallarına, başlıklara, uzunluğuna dikkat ediyorum. Aceleye getirmiyorum.
Belli bir standart oluşturunca da yazı işleri zaman içinde artıyor. Yazı işlerinin yanı sıra yazı başına alınan ücretler de artıyor. Bu süreci bizzat yaşadım. Burada kendi pazarınızı oluşturmak önemli. Yeteneklerinizi iyi pazarlarsanız yükselme şansınız son derece yüksek. Taviz vermemelisiniz. Ucuzcu bir piyasada dik bir şekilde ayakta durabilmek, mücadele etmek büyük bir özveri istiyor.
Blogunuzu dijital bir CV olarak etkili bir şekilde kullanın. Genel blog gibi saçma sapan bir kavrama sığınıp çöp haline getirmeyin. Belli alanlara yönelik bıkmadan düzenli içerik üretin. İşlerin yoluna girdiğini göreceksiniz.
Ben Medya İstasyonu'nu bir vitrin olarak kullanıyorum. Bu yüzden hit, Page Rank, Alexa vb. kriterlere kafamı takarak asıl işim olan içerik üretmeyi ikinci plana itmiyorum. Yazmak istediğim zamanlarda içimden geldiği gibi yazıyorum. Yazmaktan keyif alırsanız çok daha iyi motive olursunuz. Yazdığınız her yazı sizi bir adım daha ileriye götürecek. Yazarak para kazanmak hayal değil. Zor da değil. Sadece sabredin, yazma becerilerinizi geliştirin ve gerçek anlamda çalışın.
Bir düşünün...
Sermayeniz; beyniniz, parmaklarınız, bilgisayarınız, internet bağlantınız... Bunlar son derece maliyetsiz şeyler. Bir dönem en çok izlenen videoların birinde biri demişti ya: "Beyin bedava" Evet, bedava. Önemli olan doğru zamanda doğru bir şekilde kullanmak...
Yazarak para kazanın, bir şeyler öğrenin network kurun.
Daha ne olsun?
Not: Bu konudaki tecrübelerimi sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.
İletişim için: medyaistasyonu@gmail.com
Yazarak para kazanma maceralarım
Reviewed by Medya İstasyonu
on
Salı, Mayıs 13, 2014
Rating:
Bizim B2B marketing, ithalat, ihracat, dış ticaret konuları ile ilgili düzenli blog içeriğine ihtiyacımız var. İngilizce yazıyor musunuz? Türkçe ve ingilizce içerikler için ne kadar ücret itiyorsunuz? Uzun vadeli olacağı için maaş da verilebilir.
YanıtlaSilSerdar Bey Türkiye'nin prestijli pazarlama sitesi Pazarlamasyon.Com'u biliyorsunuzdur. Ben oranın son dönem yazarlarındanım aynı zamanda. Referans olarak direk oradaki makalelerime bakabilirsiniz. Sizin için düzenli içerik oluşturabilirim. Olumlu yaklaşırsanız ücretini bilahare konuşuruz.
YanıtlaSilAçık fikirli ve samimi yazı için de Medya İstasyonu'na teşekkürler ayrıca..
Güzel aydınlatıcı bir yazı olmuş, düzenli ve iyi içerik oluşturmak bence de çok önemli ve emek isteyen bir iş. Emek sarfedince karşılığını er ya da geç alırsınız buna şüphe yok.
YanıtlaSilHeyecanla bekliyorum.
YanıtlaSilTakip etmekten onur duyduğum bloglardan biri olan Medya İstasyonu'ndan çok şey öğreneceğimiz kesin. Keşke herkes, sizin gibi, gerekli hassasiyetleri dikkate alarak yazsa; ama nerde?
YanıtlaSilNot: Çalışmanın zevkine varan insanların çalışmaktan hazzalması gibi siz de yazmanın zevkine eren nadir yazarlardansınız galiba. Sağlıcakla...
Ben de yazmayı çok seviyorum.Özgün yazınca insan o yazıda emek koktuğu hemen anlaşılıyor. Bir yerden sonra bakıyorsunuz ki, emeğiniz gerçekten hedef kitleye ulaşabilmiş. Son zamanlarda biliyor musunuz bilmiyorum, kaliteli içerikten çok kopya içerik siteleri dolmaya başladı. Yazınızı severek okudum. Umarım başarılarınız devam eder. Hoşçakalın.
YanıtlaSilhocam benim bloguma bakabilir misiniz? sizce ben hangi konu üzerinde yoğunlaşmalıyım?
YanıtlaSilMerhaba,
SilBlogunuzu inceledim. Tek konu hakkında yazmayı düşünüyorsanız yabancı diziler üzerine yoğunlaşabilirsiniz. Bu konuda düzenli bir şekilde farklı bakış açısıyla yazılmış özgün yazılar ilgi çekebilir.