Yüksek kaliteli içeriğe sahip siteler SEO kaygısı taşımıyor

Arama motoru Google'ın algoritmaları sürekli değiştiğinden dolayı birçok web sitesi ciddi anlamda sıralama ve trafik kaybediyor.

Google, kullanıcıların yaptığı sorgulamalarda karşılarına en alakalı ve maksimum fayda sağlayabilecek içerikleri çıkarmaya artık daha fazla önem verdiğinden dolayı son yıllarda sık sık farklı isimlerle algoritma değişikliğine gidiyor.

Bundan dolayı okuyucular için yararlı olabilecek, rehber niteliğindeki içerikler üretmek web siteleri ve blogların SEO'da başarılı olması açısından büyük önem taşıyor.

Spam içerik barındıran, kopya içeriklere sahip, düzenli güncellenmeyen ve teknik anlamda temel problemleri bulunan siteler algoritma değişikliklerinden ve sonuçlarından daha fazla etkileniyor.

Arama motoru optimizasyonu (SEO) aslında bir algoritmaya göre web sitelerini düzenleme durumu durumu değil ancak web sitesi sahipleri hala böyle düşünüyor. Webmaster forumlarında Google'ın son algoritmalarına uyumlu SEO paketleri satılıyor, algoritma odaklı SEO çalışmaları yapıldığı iddia ediliyor. Site sahipleri de bunlara itibar ediyor. Ben bunları son derece gereksiz buluyorum. Sadece kullanıcıların sorgularına, arama niyetlerini iyi anlamak ve analiz etmek gerekiyor. 

Sitenizin içeriği güçlüyse algoritma değişiklikleri sizi olumsuz etkilemez aksine olumlu olur. Trafiğiniz daha fazla artabilir. Algoritma değişikliklerinde çöp web siteleri  hızla dibe vuruyor. Bu durum kaliteli web sitelerinin daha üst sıralarda yer almasını sağluyor. 7 yıldan bu yana açık olan bu blog sayfası için hiçbir özel SEO tekniği uygulamadım, SEO paketleri satın almadım, tanıtım yazısı yayınlatmadım. İçerik odaklı ilerleyerek bu noktaya geldim. Kaliteli ve eskimeyecek türden içeriğin SEO açısından en belirleyici unsur olduğunu düşünüyorum.

Yüksek kaliteli içerikler üretmek, arama motorunda yapılan sorgulamalarda ilk sıralarda konumlanmada etkin rol oynayabiliyor. Bir blog gönderisinin ideal uzunluğu hakkında pek çok tartışma olsa da araştırmalar, ilk 10 sonucun ortalama uzunluğunun en az 2.000 kelime olduğunu gösteriyor. 

Her uzun blog yazısı ilk sayfada olacak diye bir kural da yok tabi. Bu noktada yazının uzunluğundan çok okuyucular için gerçek anlamda değerli bir içerik olması önemli. 500-600 kelime ile anlatılacak bir konunun gereksiz yere 2000 kelimeye çıkarılması ayrı bir saçmalık zaten. Bundan uzak durulması gerekiyor.

Uzun ve kaliteli makaleler web sitelerinde kullanıcıların daha fazla zaman geçirmesi için önemli. Bu da Google’a kullanıcıların içeriğinizi değerli bulduğu algısını sunuyor. Siz Google’ın kullanıcılarını memnun ederseniz arama sorgusu için sıralamanız da yükseliyor.

Yeni web sitesi açmayı mı düşünüyorsunuz?

Yeni bir web sitesi ya da blog açmayı düşünüyorsanız yüksek kaliteli uzun içerikler üretmeye ve düzenli olarak yayınlamaya büyük özen göstermelisiniz. Ürettiğiniz içerikler okuyucuların aradığı bilgiyi barındırıyorsa diğer içeriklerinizin görüntülenmesi, okunması ve paylaşılması da mümkün olacak. İçeriğe yatırım yaparsanız sitenizin zamanla çok daha iyi bir konuma geleceğine tanık olacaksınız.

İçerik üretimi ile ilgili her zaman şunu söylüyorum: "Eskimeyecek türden  faydalı içerikler üretin." Medya İstasyonu, 7 yıldır yayında. 7 yıl önce yazdığım blog yazıları hala trafik alabiliyor. Peki, neden? İçerik üretirken anlık tüketilen ve bir daha ilgi görmeyen içerikler yerine yıllar sonra da kullanıcıların işine yarayacak rehber içerikler üretmeye önem verdim.

Mesela, haber sitesi kurmak ile ilgili onlarca blog yazısı yazdım. Haber sitesi kurmak 7 yıl önce de aratılan ve merak edilen bir konuydu şimdi de öyle...  Blog açmak da öyle mesela... 7 sene önce de blog açmak isteyenler vardı şimdi de... Bu tür alanlarda ürettiğiniz içerikler yıllarca trafik alabilir. Kullanıcıların ilgi alanlarını, bilgi sahibi olmak istedikleri alanları iyi belirlemelisiniz.

Bu alanlardan birkaç örnek: SEO, dijital pazarlama, blog yazarlığı, internet haberciliği, iş fikirleri, girişimcilik, sosyal medya pazarlama... Bu konu başlıkları çoğaltılabilir. Her alanda yıllar sonra da aranabilecek konu başlıkları mevcut. Bu sağlık olur, eğitim olur, ekonomi olur...

"Bu konular ile ilgili yazılmış bir sürü yazı var, birçok web sitesi var. Ben aradan nasıl sıyrılacağım" diyorsanız iş bu noktada sizin yeteneğinize bağlı... Daha derine inmelisiniz, hakkında yazdığınız konu ile ilgili farklı bakış açısı sunmalısınız. İçerik diliniz kullanıcıları bir mıknatıs gibi kendine çekebilmeli... İçeriğinizi okuyan kişiler merakla sonraki yazılarınızı da bekleyebilmeli... Bu da hemen olacak bir şey değil. Zaman ve sabır gerektiriyor. Yeni açtığınız bir sitenin bir anda binlerce ziyaretçi çekmesi mümkün değil.

Okuyucuların samimiyetle hazırlanmış, düzenli paylaşılan içeriklere daha fazla değer verdiğini düşünüyorum. 7 yıldan buna yazım tarzım hep aynı. Sohbet edermiş gibi, karşımdaki kişiyle konuşıyormuşum gibi yazıyorum. Ansiklopedik ifadelerden, resmiyetten uzak bir şekilde. Yazılarımda SEO kaygısı kesinlikle taşımıyorum. Okuyucuları bir noktadan yakalayabiliyorsam ne mutlu bana diyorum.

İçerik pazarlamanın, kaliteli ve faydalı içeriklerin daha fazla önem kazanacağını öngörüyorum. İçerik üretimi ciddi anlamda emek isteyen bir iş. Bundan dolayı 100 kelime 1,5 TL'den "SEO uyumlu, kaliteli ve profesyonel makale" yazdığını iddia edenlerin bu iddialarını da doğru bulmuyorum. Yüksek kaliteli ve profesyonel bir içerik üretimi saatler alır. Birbirimizi kandırmayalım. İmla kurallarını bilmeyen, gün içinde binlerce kelime yazabilen, hızlı teslimat yapan ve özgün yazdığını iddia edenler nedeniyle içerik yazarlığı hak ettiği değeri görmüyor. 

İçeriğinizi kendiniz oluşturmayacaksanız mutlaka kaliteli içerikler üreten, sitenizi kendi sitesi gibi sahiplenecek bir içerik yazarı ile işbirliğine gidin. "Ucuz eti yahnisi olması, ucuz et tencere kokutur."

Blog hakkında birkaç bilgi:

7 yılda 600 civarı blog yazısı yazdım. Daha fazla da yazabilirdim ancak son birkaç yılda yazmayı bazı nedenlerden dolayı biraz boşladım. Son zamanlarda tekrar ilk günkü gibi yoğun bir içerik üretimi sürecine girdim. Şimdilerde fırsat buldukça yeni içerikler üretmeye devam ediyorum. 7 yılda 3. kez blog teması değişikliğine gittim. Temayı yine kendim düzenledim. Biraz oynamadan sonra son halini aldı.

Bu temadan önceki tema bazı problemler taşıyordu, çok işlevsel değildi. Blog, şimdiki tema ile birlikte daha iyi bir okuyucu deneyimi kazandı. Daha ferah ve güzel oldu. Mobilden de iyi bir deneyim sunuyor. Blogger'dan başladım ve devam ediyorum. Blogger'ı seviyorum. Bana blogculuk ruhunu yansıtmak açısından daha iyi geliyor.

Profeysonel blogculuk, içerik yazarlığı ve diğer konular ile ilgili görüş, öneri ve sorularınız için bana medyaistasyonu@gmail.com üzerinden dilediğiniz zaman ulaşabilirsiniz.



Yüksek kaliteli içeriğe sahip siteler SEO kaygısı taşımıyor Yüksek kaliteli içeriğe sahip siteler SEO kaygısı taşımıyor Reviewed by Medya İstasyonu on Perşembe, Mart 05, 2020 Rating: 5

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.