Bir blog yazarı, blog yazısını yazdıktan sonra hemen yayına almak yerine yazıyı detaylı bir şekilde gözden geçirmeli. Yazılarında hata olup olmadığını kontrol etmeyi alışkanlık haline getirmeli.
"Kontrole ne gerek var, ben zaten düzgün bir şekilde yazıyorum" demeyin. Profesyonel blog yazarları bile birtakım hatalar yapabiliyor. Önemli olan bunları kronik hale getirmemek.
Okur olarak bir düşünün. Yazım hatalarının, anlam bozukluklarının olduğu özensizce yazılmış bir blog yazısını baştan sona kadar, keyifli bir şekilde okur musunuz? Cevabınız "hayır" ise o halde siz de okurlarınız için kaliteli, keyifle okunabilecek, fayda sağlayan ve son kontrolleri yapılmış yazılar yazmaya özen göstermelisiniz.
Blog için içerik üretirken iş sadece "yazdım oldu" demekle bitmiyor. Yazılarda son kontroller her zaman gerekli. Gerçekten iyi bir konuma gelmek isteyen bir blog yazarı yazılarındaki yanlışları en aza indirecek tedbirleri almak zorunda.
Yoksa nitelikli ve sadık bir okur kitlesine ulaşmak pek mümkün olmayacak. Okur hatayı bir kere, iki kere görmezden gelir. Sık sık hata yapıldığını gördükçe başka alternatiflere yönelir.
Blog yazılarınızı yazdıktan sonra hemen yayınlamayın. Kendinize şu soruları sorun:
-Yazı akıcı mı?
-Yazının özü ne?
-Yazının başlığı merak uyandırıyor mu?
-Bir değer yaratıyor mu?
-Okuyucu tamamını okumak ister mi?
-Okuyucu bunu sosyal medyada paylaşır mı?
-Okuyucu bu yazıyı başkalarına da gönderir mi?
-Okuyucu bu yazıdan başkalarına da bahseder mi?
-Okuyucu bu yazı üzerine düşünür mü?
-Okuyucu yazıyı yorumlar mı?
-Okuyucu bu yazı gibi başka yazılar da ister mi?
Bloglar içerik üretimi bakımından sıkıntılı
Şu ana kadar içerik bakımından incelediğim birçok blogda ciddi hatalar gözüme çarptı. Bloglar tema bakımından gelişim gösteriyor ancak içerik bakımından önemli ilerlemeler maalesef pek olmuyor.
Başlıklar etkisiz ve uzun, okuyucuları sıkacak cümleler dolandırılıyor, imla hataları çok fazla, anlam bozuklukları var, özgünlük kavramı yeterince özümsenmemiş, yazılar ya çok uzun ya da çok kısa ve paylaşılabilir olmaktan son derece uzak.
Bu hatalar bazı blog yazarları arasında sıkça tekrar edilmesine rağmen hala etkili ve yapıcı adımların atılmıyor olması düşündürücü. Kolaycılığa kaçmayı alışkanlık haline getirmiş kişiler için oturup bir şeyler yazmak, işkence gibi geliyor.
Bence bir blogu okutan ve popüler hale gelmesini sağlayan en önemli unsur nitelikli ve özenle hazırlanmış içeriktir. Okura bunu hissettirebilen blog yazarları zaten kazanır. İçeriği güncel, güçlü ve fayda sağlayıcı olan blogların zaman içinde geniş bir okıyucu kitlesine erişmesi hayal değil.
Ben içeriğe gerçek anlamda yatırım yapmayan blog yazarlarının "özgün içerik girdiğim halde yine ziyaretçim yok, hitlerim düştü, Google beni sıralamadan düşürdü" gibi şikayetlerini pek haklı bulmuyorum.
Sadece tasarım ile, birtakım SEO çalışmalarıyla ya da öylesine yazılmış, özgün sanılan ve belli bir ücret karşılığı temin edilen niteliksiz içeriklerle bir noktaya gelmeyi hedeflemek, boşa kürek çekmekten başka bir şey değil.
Empati şart!
Çalışmak şart!
Kalite şart!
Güncel olmak şart!
Sabretmek şart!
"Kontrole ne gerek var, ben zaten düzgün bir şekilde yazıyorum" demeyin. Profesyonel blog yazarları bile birtakım hatalar yapabiliyor. Önemli olan bunları kronik hale getirmemek.
Okur olarak bir düşünün. Yazım hatalarının, anlam bozukluklarının olduğu özensizce yazılmış bir blog yazısını baştan sona kadar, keyifli bir şekilde okur musunuz? Cevabınız "hayır" ise o halde siz de okurlarınız için kaliteli, keyifle okunabilecek, fayda sağlayan ve son kontrolleri yapılmış yazılar yazmaya özen göstermelisiniz.
Blog için içerik üretirken iş sadece "yazdım oldu" demekle bitmiyor. Yazılarda son kontroller her zaman gerekli. Gerçekten iyi bir konuma gelmek isteyen bir blog yazarı yazılarındaki yanlışları en aza indirecek tedbirleri almak zorunda.
Yoksa nitelikli ve sadık bir okur kitlesine ulaşmak pek mümkün olmayacak. Okur hatayı bir kere, iki kere görmezden gelir. Sık sık hata yapıldığını gördükçe başka alternatiflere yönelir.
Blog yazılarınızı yazdıktan sonra hemen yayınlamayın. Kendinize şu soruları sorun:
-Yazı akıcı mı?
-Yazının özü ne?
-Yazının başlığı merak uyandırıyor mu?
-Bir değer yaratıyor mu?
-Okuyucu tamamını okumak ister mi?
-Okuyucu bunu sosyal medyada paylaşır mı?
-Okuyucu bu yazıyı başkalarına da gönderir mi?
-Okuyucu bu yazıdan başkalarına da bahseder mi?
-Okuyucu bu yazı üzerine düşünür mü?
-Okuyucu yazıyı yorumlar mı?
-Okuyucu bu yazı gibi başka yazılar da ister mi?
Bloglar içerik üretimi bakımından sıkıntılı
Şu ana kadar içerik bakımından incelediğim birçok blogda ciddi hatalar gözüme çarptı. Bloglar tema bakımından gelişim gösteriyor ancak içerik bakımından önemli ilerlemeler maalesef pek olmuyor.
Başlıklar etkisiz ve uzun, okuyucuları sıkacak cümleler dolandırılıyor, imla hataları çok fazla, anlam bozuklukları var, özgünlük kavramı yeterince özümsenmemiş, yazılar ya çok uzun ya da çok kısa ve paylaşılabilir olmaktan son derece uzak.
Bu hatalar bazı blog yazarları arasında sıkça tekrar edilmesine rağmen hala etkili ve yapıcı adımların atılmıyor olması düşündürücü. Kolaycılığa kaçmayı alışkanlık haline getirmiş kişiler için oturup bir şeyler yazmak, işkence gibi geliyor.
Bence bir blogu okutan ve popüler hale gelmesini sağlayan en önemli unsur nitelikli ve özenle hazırlanmış içeriktir. Okura bunu hissettirebilen blog yazarları zaten kazanır. İçeriği güncel, güçlü ve fayda sağlayıcı olan blogların zaman içinde geniş bir okıyucu kitlesine erişmesi hayal değil.
Ben içeriğe gerçek anlamda yatırım yapmayan blog yazarlarının "özgün içerik girdiğim halde yine ziyaretçim yok, hitlerim düştü, Google beni sıralamadan düşürdü" gibi şikayetlerini pek haklı bulmuyorum.
Sadece tasarım ile, birtakım SEO çalışmalarıyla ya da öylesine yazılmış, özgün sanılan ve belli bir ücret karşılığı temin edilen niteliksiz içeriklerle bir noktaya gelmeyi hedeflemek, boşa kürek çekmekten başka bir şey değil.
Empati şart!
Çalışmak şart!
Kalite şart!
Güncel olmak şart!
Sabretmek şart!
Blog yazınızı yazdınız ya sonrası?
Reviewed by Medya İstasyonu
on
Pazar, Ekim 13, 2013
Rating:
Tebrikler Güzel Bir bilgilendirme olmuş.
YanıtlaSilyanlış yazıldığında zaten diğer blog sahipleri sizi uyarıyor :)) şu yazımda olduğu gibi
YanıtlaSilhttp://sagnakyagmur.blogspot.com/2011/10/ayrilik-acisini-bilenlere.html
Ne yazık ki ben de çoğu zaman proofreading yaparak yazım yanlışlarımı kontrol etmeyi unutuyorum. Bazen de aceleye geldiği için ihmal ediyorum. Bir checklist oluşturarak buna bağlı kalmak şart.
YanıtlaSilHarika bir yazı, çok samimi olarak söylüyorum, ellerinize sağlık.
YanıtlaSilBen yazımı yazdıktan sonra kesinlikle okurum. Bazen yazdığım yazıyı sıkıcı bulup yayınlamam bile. Bazen de paragraflarda değişiklik yaparım.
YanıtlaSilEn doğrusu bu bence de. Tekar okuduğumda çoğu zaman ben de değişiklik yaparım.
Silsizin yazılarınızı düzenli olarak takip ederim. Öyle göze çarpan hatalarla hiç karşılaşmadım. Sadece harf hatası oluyor. Onun dışından anlam bozukluğu, kompozisyon uyumsuzluğu filan olmuyor. Yani siz iyi bir yazarsınız. :)
SilBlogumu takip ettiğiniz için teşekkür ederim. Yazılarımı mümkün olduğunca kontrol ediyorum. Zaman zaman harf hataları olabiliyor. Sonradan fark ediyorum. Gerekli düzeltmeleri yapıyorum. İnsan yazdıkça daha çok gelişiyor. İyi bir yazar olmanın bence en önemli yolları; bol bol yazı pratiği yapmak, imla kurallarına uymak ve bol bol okumak.
SilBen mizah blogumda yazıp çizdiğim için imla ve yazım kurallarına uymuyorum, dışarıda nasıl konuşuyosak (konuşuyorsak) öyle yazıyorum yazılarımı :) Ama tabi ki sizin gibi ciddi yazılar yazan arkadaşların dikkat etmesi güzel bir şey, bende yine bozuk yazım tarzımla dilimizi korumakla ilgili bi (bir) mizah yazısı yazmıştım :)
YanıtlaSilhttp://adminpanpa.blogspot.com/2012/12/turkceyi-katledenler.html
Dediklerinize katılmamak elde değil :)
Yorumunuz için teşekkürler Abdullah Bey. Mizah yazılarında resmi bir dil olmadığı için sorun yok. Normal yazılarda imla kurallarına dikkat etmek önemli bir husus. Özellikle internet ortamında dili doğru ve etkili kullanmak çok önemli. Gelecek nesillere deforme olmamış bir dil bırakmak için herkes üzerine düşeni yapmalı.
Sil