Blog yazarlarının bloglarında emek harcayarak yazdıkları yazıların daha fazla kişi tarafından okunmasını, paylaşılmasını ve yorumlanmasını istemeleri kadar doğal bir şey yok.
Bu yazımda blog yazarlarının sadık bir okur kitlesi oluşturmak için neler yapabilecekleri konusunda bazı öneriler sunmak istiyorum.
Yazılarınızın kalitesini düşürmeyin
Kaliteli ve fayda sağlayan yazıların fazla olduğu bloglara ilgi her zaman olacak. Kendinizi yazı yazmak için zorlamayın. Her gün içerik gireceksiniz diye bir kural yok. Gerçekten yazmak istediğiniz anlarda yazın. Böylece yazılarınızın daha okunabilir ve bilgi verici öğelerden oluşmasını sağlamış olursunuz. Yazı kalitenizdeki iniş ve çıkışlar, sadık okur kitlesi oluşturmanızı engelleyebilir.
Blog yazılarınızı yorumlayan kişiler ile iletişim kurun
Medya İstasyonu'nda yazdığım yazılara yorum yapan her okuyucu ayrı önemsiyorum. Yorumların birçoğuna cevap veriyorum. Spam yorumlar hariç olumlu ve olumsuz tüm yorumları silmiyorum. Unutmayın, herkes sizinle aynı fikirde olacak diye bir kural yok. Her okur ile iletişim kurmak, onları önemsemek sizin yararınıza olacak. İletişim kurmak benim için çok önemli ve hoşuma gidiyor. Siz de deneyin. Okurlar da geri dönüşleri sevecektir.
Okurlara hitap önemli
Bazı blog yazarları okur ile sağlıklı bir iletişim kurmak konusunda eksik. Yazılan yorumlara ya da gönderilen maillere garip hitaplar ile cevap veriyorlar. Tanımadığınız kişilere "hocam, dostum, arkadaşım, hacı, birader, dayı" gibi kelimeler ile hitap etmeyin. Bu kelimeler internet dünyasında özellikle webmaster forumlarında çok sık kullanılıyor. Bu tür hitapları tasvip etmiyorum. Blogunuz ne kadar kaliteli olursa olsun hitap şekliniz yanlışsa, sadık bir okur kitlesi oluşturamazsınız. "Siz, Ahmet Bey, Ayşe Hanım" demek çok mu zor? Kibarlıktan, saygıdan kimseye zarar gelmez. Bir atasözü: "Tatlı dil, yılanı deliğinden çıkarır"
Düzenli paylaşımlarda bulunun
Her gün yazı yazmasanız da haftada 2-3 kez kaliteli içerik üretmeye özen göstermelisiniz. Ayda yılda bir içerik girilen bloglar, sadık okur edinemez. Okurlar istikrarlı işleri seviyor.
Düzgün bir Türkçe ile yazın
Bloglar dünyasında zaman zaman yolculuk yaparım. Blog yazarlarının yazılarında kullandığı dile, yazım kurallarına sık dikkat ediyorum. Çoğu blogda ciddi anlamda imla hataları bulunuyor. Yazıların birçoğu kendilerini okutmaktan son derece uzak. Zoraki yazılmış gibi. Hızlı bir şekilde yazılan yazılar hata dolu. Az yazı yazın ama dili etkili ve doğru kullanın. İmla kılavuzu elinizin altında olsun.
Yazılarınızı sıkıcı öğelerden arındırın
Bilgi verici ve eğlenceli yazıları hepimiz severiz. Aşırı uzun, kelime ve cümle tekrarlarının olduğu, paragraf ve ara başlıkların olmadığı yazıların yer aldığı bir blogu kaçımız düzenli olarak ziyaret eder? Başarılı olmuş blogları inceleyin. Yazılar akıcıdır, bilgi vericidir. Okumaya doyamazsınız.
Yazılarınızı görseller ve infografikler ile süsleyin
Kuru bir yazının verdiği etki ile resim ve diğer görseller ile süslenmiş yazının verdiği etki bir mi? Yayınlamayı düşündüğünüz yazılarda en az bir görsel kullanın. Görseller yazıya renk katan en önemli unsurlar.
Yazılarınızı link ve bold kelimeler çöplüğüne çevirmeyin
Bazı blog yazarları "yazılarıma daha fazla hit gelsin, arama motorları daha çabuk indekslesin" diyerek yazdığı her yazıda birçok anahtar kelimeyi bold kullanıyor ve bu kelimelere link veriyor. İlla ki link vermeniz gerekirse 1 kelimeye link verin yeter. Okuduğum yazı içinde farklı renklerde linkler ve birçok anahtar kelime varsa o yazıları okumak istemiyorum.
Reklamları okurların gözüne sokmayın
Bloglar, para kazanmanın kolay yolu ya bazı blog yazarları da buna uyarak bloglarını reklama boğuyor. Geçenlerde girdiğim bir blog sitesindeki reklam sayısının blogun içeriğinden fazla olması gözümden kaçmadı. Yazının içinde, sonunda, başında reklam. Blogun sağında, solunda, üstünde reklam. Neyi kime nasıl okutacaksınız? İçerik kaliteli değilse, yetersizse kim blogunuzu neden ziyaret etsin ve reklamlara tıklasın? Blogunuzu reklam çöplüğüne çevirmeyin. Reklam yerleşmi, okurları rahatsız etmemeli.
Size gönderilen mailleri cevaplayın
Blogunuzu başarılı bulan, fırsat buldukça takip eden okurlar vardır. Bu okurlar ile sağlıklı iletişim kurar ve onların tepkilerini önemserseniz sadık okur olarak kazanabilirsiniz. Size gönderilen mailleri, sosyal medyadaki etiketlemeleri önemseyin. Her birini yanıtlamaya çalışın. Blog yazarları, sosyal olmalı.
Ziyaret edenlerin sitede daha fazla kalmasını sağlayın
Bunu sağlamanın yolu her zaman söylediğimiz gibi kaliteli ve özgün içerik üretiminden geçiyor. Her konuda yazıların yer aldığı genel bir blogunuz yoksa yazdığınız konuların okurlara fayda sağlaması son derece önemli. İşime yaramayacak, faydasız öğelerin yer aldığı, profesyonellikten uzak yazıları neden okumak isteyeyim ki?
Temanızı sık sık değiştirmeyin
Blogunuzu takip eden kişilerin her girişinde farklı tema ile karşılaşmaları onları blogunuzdan soğutacak. Gözümüzün alıştığı, fırsat buldukça ziyaret ettiğimiz bir sitenin bir anda farklı bir şekilde karşımıza çıkmasını yadırgadığımız zamanlar illa ki olmuştur. Blog yazarları tema değiştirme hastalığından kurtulmalı. Bunun tedavisi de içerik üretimine yoğunlaşmaktan geçiyor.
Bu yazımda blog yazarlarının sadık bir okur kitlesi oluşturmak için neler yapabilecekleri konusunda bazı öneriler sunmak istiyorum.
Yazılarınızın kalitesini düşürmeyin
Kaliteli ve fayda sağlayan yazıların fazla olduğu bloglara ilgi her zaman olacak. Kendinizi yazı yazmak için zorlamayın. Her gün içerik gireceksiniz diye bir kural yok. Gerçekten yazmak istediğiniz anlarda yazın. Böylece yazılarınızın daha okunabilir ve bilgi verici öğelerden oluşmasını sağlamış olursunuz. Yazı kalitenizdeki iniş ve çıkışlar, sadık okur kitlesi oluşturmanızı engelleyebilir.
Blog yazılarınızı yorumlayan kişiler ile iletişim kurun
Medya İstasyonu'nda yazdığım yazılara yorum yapan her okuyucu ayrı önemsiyorum. Yorumların birçoğuna cevap veriyorum. Spam yorumlar hariç olumlu ve olumsuz tüm yorumları silmiyorum. Unutmayın, herkes sizinle aynı fikirde olacak diye bir kural yok. Her okur ile iletişim kurmak, onları önemsemek sizin yararınıza olacak. İletişim kurmak benim için çok önemli ve hoşuma gidiyor. Siz de deneyin. Okurlar da geri dönüşleri sevecektir.
Okurlara hitap önemli
Bazı blog yazarları okur ile sağlıklı bir iletişim kurmak konusunda eksik. Yazılan yorumlara ya da gönderilen maillere garip hitaplar ile cevap veriyorlar. Tanımadığınız kişilere "hocam, dostum, arkadaşım, hacı, birader, dayı" gibi kelimeler ile hitap etmeyin. Bu kelimeler internet dünyasında özellikle webmaster forumlarında çok sık kullanılıyor. Bu tür hitapları tasvip etmiyorum. Blogunuz ne kadar kaliteli olursa olsun hitap şekliniz yanlışsa, sadık bir okur kitlesi oluşturamazsınız. "Siz, Ahmet Bey, Ayşe Hanım" demek çok mu zor? Kibarlıktan, saygıdan kimseye zarar gelmez. Bir atasözü: "Tatlı dil, yılanı deliğinden çıkarır"
Düzenli paylaşımlarda bulunun
Her gün yazı yazmasanız da haftada 2-3 kez kaliteli içerik üretmeye özen göstermelisiniz. Ayda yılda bir içerik girilen bloglar, sadık okur edinemez. Okurlar istikrarlı işleri seviyor.
Düzgün bir Türkçe ile yazın
Bloglar dünyasında zaman zaman yolculuk yaparım. Blog yazarlarının yazılarında kullandığı dile, yazım kurallarına sık dikkat ediyorum. Çoğu blogda ciddi anlamda imla hataları bulunuyor. Yazıların birçoğu kendilerini okutmaktan son derece uzak. Zoraki yazılmış gibi. Hızlı bir şekilde yazılan yazılar hata dolu. Az yazı yazın ama dili etkili ve doğru kullanın. İmla kılavuzu elinizin altında olsun.
Yazılarınızı sıkıcı öğelerden arındırın
Bilgi verici ve eğlenceli yazıları hepimiz severiz. Aşırı uzun, kelime ve cümle tekrarlarının olduğu, paragraf ve ara başlıkların olmadığı yazıların yer aldığı bir blogu kaçımız düzenli olarak ziyaret eder? Başarılı olmuş blogları inceleyin. Yazılar akıcıdır, bilgi vericidir. Okumaya doyamazsınız.
Yazılarınızı görseller ve infografikler ile süsleyin
Kuru bir yazının verdiği etki ile resim ve diğer görseller ile süslenmiş yazının verdiği etki bir mi? Yayınlamayı düşündüğünüz yazılarda en az bir görsel kullanın. Görseller yazıya renk katan en önemli unsurlar.
Yazılarınızı link ve bold kelimeler çöplüğüne çevirmeyin
Bazı blog yazarları "yazılarıma daha fazla hit gelsin, arama motorları daha çabuk indekslesin" diyerek yazdığı her yazıda birçok anahtar kelimeyi bold kullanıyor ve bu kelimelere link veriyor. İlla ki link vermeniz gerekirse 1 kelimeye link verin yeter. Okuduğum yazı içinde farklı renklerde linkler ve birçok anahtar kelime varsa o yazıları okumak istemiyorum.
Reklamları okurların gözüne sokmayın
Bloglar, para kazanmanın kolay yolu ya bazı blog yazarları da buna uyarak bloglarını reklama boğuyor. Geçenlerde girdiğim bir blog sitesindeki reklam sayısının blogun içeriğinden fazla olması gözümden kaçmadı. Yazının içinde, sonunda, başında reklam. Blogun sağında, solunda, üstünde reklam. Neyi kime nasıl okutacaksınız? İçerik kaliteli değilse, yetersizse kim blogunuzu neden ziyaret etsin ve reklamlara tıklasın? Blogunuzu reklam çöplüğüne çevirmeyin. Reklam yerleşmi, okurları rahatsız etmemeli.
Size gönderilen mailleri cevaplayın
Blogunuzu başarılı bulan, fırsat buldukça takip eden okurlar vardır. Bu okurlar ile sağlıklı iletişim kurar ve onların tepkilerini önemserseniz sadık okur olarak kazanabilirsiniz. Size gönderilen mailleri, sosyal medyadaki etiketlemeleri önemseyin. Her birini yanıtlamaya çalışın. Blog yazarları, sosyal olmalı.
Ziyaret edenlerin sitede daha fazla kalmasını sağlayın
Bunu sağlamanın yolu her zaman söylediğimiz gibi kaliteli ve özgün içerik üretiminden geçiyor. Her konuda yazıların yer aldığı genel bir blogunuz yoksa yazdığınız konuların okurlara fayda sağlaması son derece önemli. İşime yaramayacak, faydasız öğelerin yer aldığı, profesyonellikten uzak yazıları neden okumak isteyeyim ki?
Temanızı sık sık değiştirmeyin
Blogunuzu takip eden kişilerin her girişinde farklı tema ile karşılaşmaları onları blogunuzdan soğutacak. Gözümüzün alıştığı, fırsat buldukça ziyaret ettiğimiz bir sitenin bir anda farklı bir şekilde karşımıza çıkmasını yadırgadığımız zamanlar illa ki olmuştur. Blog yazarları tema değiştirme hastalığından kurtulmalı. Bunun tedavisi de içerik üretimine yoğunlaşmaktan geçiyor.
Blogunuza sadık okur kazanmanın yolları
Reviewed by Medya İstasyonu
on
Cumartesi, Ağustos 24, 2013
Rating:
Yeni arkadaşlar için çok faydalı bir içerik olmuş. Emeğinize sağlık. Ben de Blog kültürünü 2005'den beri takip ediyorum. Adını bile unuttuğum bloglarım oldu. Ozamanlar blog yazmanın ne demek olduğunu bilmiyorduk. Saat kodları, günün sözleri, hareketli gifler vs doldururduk sayfalara. En iyi blog yarışlarına katılırdık:) Faydasız bloglar yapardık ama eylenirdik. Sosyalleşirdik. Şimdilerde daha profesyonel bakıyouz tabi. Sosyal medya destekli profesyonel içeriklerden oluşan yeni bloğumla tekrar yazmaya başladım. Bizim oralara da bekleriz:) Bol yorumlu günler dilerim
YanıtlaSilYorumunuz için teşekkür ederim. Profesyonel anlamda blog yazarlığının önemsenmesi için çalışıyorum. Kaliteli, fayda sağlayıcı bilgiler içeren yazıların geniş kitlelere ulaşmasını arzuluyorum. Blog yazmak, gerçekten emek isteyen bir iş. Kesinlikle aceleye getirilmemeli. Size de çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
YanıtlaSilÇok faydalı bir yazı olduğunu düşünüyorum . Ayrıca bazı konularda da fikir sahibi edindim. Teşekkür ederim.
YanıtlaSilKonuyla alakalı önemli noktaları çok güzel özetlemişsiniz. Teşekkür ederiz.
YanıtlaSilBen teşekkür ederim. Elimden geldiğince faydalı içerikler üretmeye çalışıyorum. Sizin blog sitenizi de ziyaret ettim. Gayet başarılı. İçerikleriniz keyifle okunacak türden.
SilÇok güzel bir yazı. Yazdığınız maddelere katılmamak elde değil gerçekten. Ancak tüm bu saydıklarınıza dikkat etmeyen o kadar fazla çöp blog var ki. Bence bu konunun altında yatan en büyük etken, insanların blog hazırlayarak bir anda zengin olabileceklerini düşünmeleri. Bu yönde pek çok "zengin olma" (!) maddesi internette geziyor.
YanıtlaSilEmek harcamadan, hiçbir şeye dikkat etmeden bir-iki içerikle bloglarına binlerce insanın geleceğine o kadar inanmışlar ki insanlar, böyle olmadığını görünce hayal kırıklığına uğrayıp bloglarını çöp olarak bırakıyorlar.
Yorumunuz için çok teşekkür ederim. Elimden geldiğince blog yazarlığının daha nitelikli şartlarda yapılması hususunda fayda sağlayabilecek türden yazılar kaleme alıyorum. Blog yazmak, para kazanmak için kolay bir yol değil. Emek harcamak, araştırmak, iletişim kurmak gerekiyor. En önemlisi cidi anlamda çalışmak ve zaman gerekiyor. İnsanlar kulaktan dolma bilgiler ile bu işe girişiyor. Sonuç, başarısızlıktan başka bir şey değil. Maalesef birkaç kopyaiçerik ve Google reklamı ile bu iş yapılmıyor. Şu ana kadar blog yazarlığına yeni başlayan ve başlamak isteyen o kadar çok kişi bana ulaştı ki... Hepsinin ortak özelliği acelecilik ve bir anda para kazanma isteği. Blog yazarlığında başarı için para kazanma arzusu bir süreliğine ertelenmeli.
SilSöylediklerinize katılıyorum yorumlarda da gördüğüm kadarıyla genel olarak aynı düşünüyoruz. Bence blog veya kitap fark etmez yazmak eylemi insanın ruhunda olması gereken bir eylem, sevgili gibi olursa, ondan vazgeçemezseniz eninde sonunda istemeseniz de karşılığını alırsınız zaten ancak bu konularda insanı mutlu eden şey bence paradan önce kendini geliştirip iyi yazdığının farkında olmak, yazmanın tadına varmak olmalı. Sadık okur kitlesi kazanmak da kolay değil ancak her şey bir yana, yazmaktan keyif almak bir yana. Yazarken keyif alınırsa okur da farklı hissetmeyecektir. Yapmacık yazılar bahsedildiği gibi çöp olarak kalacak bir köşede bu kaçınılmaz.
YanıtlaSil