Markalar için yeni müşteriler bulmanın eski müşterileri korumaktan daha maliyetli bir hal aldığı günümüzde, birçok marka pazarlama faaliyetlerini çeşitlendirerek etkili satışlar yapmanın yollarını arar oldu.
Markaların müşteri odaklı çalışmalarda devamlılığa önem vermesi, pazarlama çalışmalarının her kanaldan maksimum verim sağlayacak şekilde yürütülmesi gerektiği inancını da beraberinde getirdi.
Günümüz tüketicileri artık eskisi gibi tatmin olmuyor. Bir ürün ya da bir hizmet satın alırken birçok kriteri göz önünde bulunduruyorlar.
Tüketiciler, ürün ve hizmet satın aldığı marka ile yaşadığı en ufak bir olumsuzlukta başka markalara yönelebiliyor. Bu durum da markaları daha temkinli davranmaya itiyor. Bu çağda müşteri kaybına tahammül edemeyen markalar işi baştan sıkı tutup pazarlama ile ilgili yapılabilecek her şeyi deniyor.
Giderek artan rekabet ortamında, çeşitlenen pazarda markaların, şirketlerin kar oranlarındaki düşüş ortak bir sorun olarak kendisini her geçen gün daha çok hissettiriyor.
Böyle bir ortamda müşteriler de haklı olarak şunu soruyor: "Kimden satın alayım?" Müşteri bulmak, müşterilerini elinden kaçırmamak isteyen markalar da "bizden satın alın" cevabını vermek için kıyasıya yarışıyor.
Bu yarış sırasında atılan adımlar, zaman zaman profesyonellikten uzak olabiliyor. Markaların müşteri kapmak için aceleci davranmaları aslında kısa vadede bir kazanç gibi görülse de uzun vadedeki olumsuz etkileri istenmeyen sonuçlar doğurabiliyor.
Daha fazla müşteri, daha fazla kazanç için çabalayan markalar bu süreçte attığı her adıma dikkat etmeli. Fark yaratmayan, müşterinin neden kendisini tercih etmesi gerektiği sorusuna net cevap veremeyen bir markanın pazarda pay kapması çok zor. Markalar her zaman müşterilerini düşünmeli.
Bir markanın büyük olmasını, popüler olmasını sağlayan müşteridir. İnternet dünyası için içerik nasıl kralsa, markalar için de "Müşteri kraldır"
Müşteriye elini uzatan markaya müşteri de elini uzatacak. Karşılıklı güven ortamı oluştuktan sonra taşlar yavaş yavaş yerine oturacak. Aceleye gerek yok.
Son olarak markalara müşteri sadakati sağlamaları konusunda pek üzerinde durmadıkları bazı basit öneriler sunmak istiyorum.
*Müşterilerin size nasıl davranmasını istiyorsanız siz de müşterilerinize öyle davranın.
*Para her kapıyı açar ama her kapıyı kilitleyemez. Unutmayın.
*Müşteriler eğer elde ettikleri ürünün değerinin fiyattan fazla olduğunu hissederse size sadık kalır. Bunu sağlayın.
*Bazı müşteriler markaya, markanın ürünlerini satan satıcılara duyduğu sevgi ve saygı ile satın alma işlemini gerçekleştirir. Personelinizi bu yönde satışlar yapmak ve hizmetler sunmak için eğitin.
*Müşterilerin markanız hakkında kötü tecrübeler yaşamasını engelleyecek etkili adımlar atın.
*Müşteri kazanmaktan çok müşteriyi memnun etmeye ve elde tutmaya önem verin.
*Müşteri memnuniyetinin esktra masraflar yapmak, hediyeler vermek, çekilişler düzenlemek olmadığının farkında olun.
*Müşterinin ne istediğini anlayın ve onun çıkarlarına yönelik ürün veya hizmet sunun.
*Devamlı müşterinin önemini iyi kavrayın.
Markaların müşteri odaklı çalışmalarda devamlılığa önem vermesi, pazarlama çalışmalarının her kanaldan maksimum verim sağlayacak şekilde yürütülmesi gerektiği inancını da beraberinde getirdi.
Günümüz tüketicileri artık eskisi gibi tatmin olmuyor. Bir ürün ya da bir hizmet satın alırken birçok kriteri göz önünde bulunduruyorlar.
Tüketiciler, ürün ve hizmet satın aldığı marka ile yaşadığı en ufak bir olumsuzlukta başka markalara yönelebiliyor. Bu durum da markaları daha temkinli davranmaya itiyor. Bu çağda müşteri kaybına tahammül edemeyen markalar işi baştan sıkı tutup pazarlama ile ilgili yapılabilecek her şeyi deniyor.
Giderek artan rekabet ortamında, çeşitlenen pazarda markaların, şirketlerin kar oranlarındaki düşüş ortak bir sorun olarak kendisini her geçen gün daha çok hissettiriyor.
Böyle bir ortamda müşteriler de haklı olarak şunu soruyor: "Kimden satın alayım?" Müşteri bulmak, müşterilerini elinden kaçırmamak isteyen markalar da "bizden satın alın" cevabını vermek için kıyasıya yarışıyor.
Bu yarış sırasında atılan adımlar, zaman zaman profesyonellikten uzak olabiliyor. Markaların müşteri kapmak için aceleci davranmaları aslında kısa vadede bir kazanç gibi görülse de uzun vadedeki olumsuz etkileri istenmeyen sonuçlar doğurabiliyor.
Daha fazla müşteri, daha fazla kazanç için çabalayan markalar bu süreçte attığı her adıma dikkat etmeli. Fark yaratmayan, müşterinin neden kendisini tercih etmesi gerektiği sorusuna net cevap veremeyen bir markanın pazarda pay kapması çok zor. Markalar her zaman müşterilerini düşünmeli.
Bir markanın büyük olmasını, popüler olmasını sağlayan müşteridir. İnternet dünyası için içerik nasıl kralsa, markalar için de "Müşteri kraldır"
Müşteriye elini uzatan markaya müşteri de elini uzatacak. Karşılıklı güven ortamı oluştuktan sonra taşlar yavaş yavaş yerine oturacak. Aceleye gerek yok.
Son olarak markalara müşteri sadakati sağlamaları konusunda pek üzerinde durmadıkları bazı basit öneriler sunmak istiyorum.
*Müşterilerin size nasıl davranmasını istiyorsanız siz de müşterilerinize öyle davranın.
*Para her kapıyı açar ama her kapıyı kilitleyemez. Unutmayın.
*Müşteriler eğer elde ettikleri ürünün değerinin fiyattan fazla olduğunu hissederse size sadık kalır. Bunu sağlayın.
*Bazı müşteriler markaya, markanın ürünlerini satan satıcılara duyduğu sevgi ve saygı ile satın alma işlemini gerçekleştirir. Personelinizi bu yönde satışlar yapmak ve hizmetler sunmak için eğitin.
*Müşterilerin markanız hakkında kötü tecrübeler yaşamasını engelleyecek etkili adımlar atın.
*Müşteri kazanmaktan çok müşteriyi memnun etmeye ve elde tutmaya önem verin.
*Müşteri memnuniyetinin esktra masraflar yapmak, hediyeler vermek, çekilişler düzenlemek olmadığının farkında olun.
*Müşterinin ne istediğini anlayın ve onun çıkarlarına yönelik ürün veya hizmet sunun.
*Devamlı müşterinin önemini iyi kavrayın.
"Müşteri, kraldır"
Reviewed by Medya İstasyonu
on
Perşembe, Haziran 27, 2013
Rating:
Hiç yorum yok: