Blogcuların kaçınması gereken SEO hataları

Başarılı bir blog  için Arama Motoru Optimizasyonu (SEO) çok önemli olduğunu biliyoruz. Bu nedenle SEO çalışmaları doğru bir şekilde uygulanmalı. Google, son zamanlarda web sayfalarını sıralamada birçok yeniliğe gitti.

Sürekli değişen Google algoritmaları, blog yazarlarını da SEO konusunda bazı değişiklikler yapmaya zorladı. Eskiden çok popüler olan SEO teknikleri artık yerini başka uygulamalara, çalışmalara bırakabiliyor. SEO alanındaki yenilikleri an be an takip eden ve sitelerine uygulayanlar, Google'ın gözünde bir adım daha öne çıkabiliyor.

Web siteleri için hayati önem taşıyan ve son yıllarda başlı başına bir sektör haline gelen SEO ile ilgili internette dolaşan birçok efsane var. Arama motorlarının gözünde çok kısa bir sürede yükselmek isteyen, yeni site site açan kişiler bu yollara sıkça başvuruyor. Yarım yamalak bilgiler ile öğrenilenler sitelerde uygulanıyor. Bu da çoğu zaman yarardan çok zarar getiriyor.

Peki SEO ile ilgili en çok yapılan hatalar neler?

Link satın almak

Yeni açtığınız  blogunuzun arama motorlarında çok kısa sürede üst sıralara çıkması için bazı sitelerden link satın almanız büyük risktir. Ücretli satın alınan bağlantılara Google da iyi gözle bakmıyor. Hatta Google'da bu tip bağlantıları tespit eden bir ekibin olduğu da söyleniyor. Google botları şüpheli bağlantıları her gün tarıyor.

Düşünsenize yeni blogunuza bir anda binlerce link ile yükleniyorsunuz. Sitede kaliteli içerik de yeterince yok. Sitenin alt yapısı da kuvvetli değil. Sağlam içeriği olmayan bir siteyi sadece birkaç lira verilerek alınan linkler mi üst sıralara taşıyacak? Kendimizi kandırmamamız lazım. Ben web sitesi, blog sahiplerine doğal yollardan link edinmelerini tavsiye ediyorum. Sitenizin konusu ile alakalı yayınlardan link almaya özen gösterin. Para verilerek alınan linkler, yarardan çok zarar getirecek. Bunu aklınızdan çıkarmayın.

Anahtar kelime tekrarı

Pek çok blogcu aynı anahtar kelimeler üzerinden yükselmeyi hedefliyor. Bunun için de öğrendiği, duyduğu her SEO yöntemini denemeye çalışıyor. Ben aynı konu başlığı altında daha ayrıntılı içeriklerle etkili olabilecek anahtar kelimeler üzerine çalışılmasını öneriyorum. Örneğin blog yazarak para kazanmak gibi bir anahtar kelime grubunda yayın yapan birçok site var. Bu sitelerde yer alan içeriklerin hepsi neredeyse birbirine benziyor.

Etkili bir SEO için sizin sitenizin, blogunuzun bunlardan bir farkı olmalı. Siz yine blog yazarak para kazanmak ana konusu altında blog yazarak para kazanmada farklı yollara (içerik pazarlama, advertorial reklam, içerik üretimi, yazarak para kazanmak, makale yazarlığı vb.) dikkat çekmeli ve anahtar kelimelerinizi ürettiğiniz içeriklerle uyum sağlayacak bir şekilde yapılandırmalısınız.

Pagerank'a takılı kalmak

PageRank, Google'ın site sıralamasında kullandığı algoritmanın sonucu sitenize verdiği değeri gösteren basitleştirilmiş 0'dan 10'a kadar olan bir değer. Bu değer genel olarak özgün bir içeriğe, sayfaya verilmiş bağlantılara ve bağlantı veren sayfaların kalitesine bağlı olarak değişiklik gösteriyor.

Pagerank, değer olarak sitenizin Google tarafından arama sonuçlarında sıralanmasını ve Google tarayıcısının sitenizi kontrol etme sıklığını etkileyen faktörlerden biri. Pagerank, web siteleri için önemli bir değer olmasına rağmen başarı için tek başına yeterli değil. Bu yüzden PR değerlerine çok takılı kalmamak gerekiyor. Doğal ve özgün içerik üretimine odaklanan yayınlar, zaman içinde pagerank güncellemelerinden de payına düşeni alacak.

Alexa'yı ölçüt almak

Alexa, 1996 yılında kurulan ve tüm dünyadaki web sitelerini analiz edip, çeşitli kriterlere göre, dünya üzerindeki ve web sitesinin hizmet verdiği ülkedeki sıralamasını gösteren bir analiz ve ölçümleme aracı. Bu alanda çok büyük bir veri tabanına sahip olup, bu veri tabanından dolayı internet kullanıcılarının bir web sitesi hakkında bilgi edinmek için ilk baktıkları ölçümleme aracı olarak öne çıkıyor.

Alexa, bir web sitesini analiz ederken, ziyaretçilerin siteye arama motorlarından mı yoksa direkt olarak mı geldiklerini, sitede kaç sayfa gezdiklerini ve ne kadar vakit geçirdikleri gibi kriterleri göz önünde bulunduruyor.

Alexa %100 doğru veriler vermemesi ile birlikte, yaklaşık olarak verdiği veriler güvenilir sayılır ve siteler hakkında yaklaşık olarak fikir sahibi olmamızı sağlıyor. Alexa bir sitenin Türkiye’de ilk 1000 site arasında yer aldığını söylüyorsa, o site yaklaşık olarak o sıralarda.

Alexa’nın verdiği sıralama verileri reklam verenler tarafından ciddi anlamda dikkate alınıyor. Reklam verenler, bir web sitesine reklam verecekleri zaman, bağımsız bir ölçümleme aracı olan Alexa verilerine bakıyorlar. Reklam verenler doğal olarak ziyaretçi sayısı yüksek olan sitelerde yer almak istiyor.

Alexa verileri ayrıca SEO uzmanları tarafından da kullanılıyor. Bir SEO uzmanının SEO çalışmasını yaptığı bir web sitesinin Alexa değerlerine bakarak, ne kadar başarılı bir çalışma yaptığı hakkında ortalama bir fikir sahibi olabiliriz.

Bunun yanında Alexa için bazı hileler de geliştirilmedi değil. Alexa yorum kardeşliği, alexa düşürme yolları, para ile alexa düşürme gibi doğal olmayan yollardan Alexa verilerinin daha makul bir seviyeye çekilmesi gibi işlemler yapılsa da ben bunları asla tavsiye etmiyorum. Manipülasyona açık bir yapıda olan Alexa'yı tek başına yeterli bir kriter olarak ele almamak gerekiyor.

Konu ve başlık etiketlerini kullanmamak

Blogunuzda yazdığınız yazının arama motorları tarafından görüntülenmesi, listelenmesi ve üst sıralara taşınmasında etikeler büyük öneme sahip. Bloglarında yazdığı yazılarda hiçbir tanımlayıcı etiket kullanmayan arkadaşlar var. Acemi blog yazarları genelde konu ile uyumlu başlık atmakta da zorlanıyor. Çok uzun ve anahtar kelimelerin geçmediği başlıklar doğal olarak arama motorlarının ve ziyaretçilerin ilgisini çekmiyor.

Bu durumda anlamsız ve çok uzun başlıklardan kaçınmak gerekiyor. Konu ile alakalı etiketler, başlıklar yazıların daha çabuk indeks almasını ve üst sıralara çıkmasını sağlayacak en önemli unsurlardır. Yazınız ile ilgili anahtar kelime bulmakta zorlanıyorsanız Google Adwors Anahtar Kelime Bulucu'yu kullanabilirsiniz.

İçerik üretiminden ödün vermek

Birçok blogcu içerik üretimini tema düzenlemeye değişmiş durumda. Tema düzenleme ile kaybedilen vakit, içerik üretimine harcansa o blog çok daha iyi bir noktaya gelebilir. Öyle blog siteleri var ki teması çok güzel ama içi bomboş. Tema düzenlemekten içerik üretmeye zaman bulamayan acemi blogcular zamanla bloglarından soğuyor ve blogu kaderine terkediyor.

Ortalama bir tema belirlendikten sonra tüm hızla kaliteli, özgün ve fayda sağlayabilecek içerikler üretmeye odaklanılmalı. Çok fazla flash içerik, görüntü ve grafiğin yer aldığı bloglarda sayfalar kalabalıklaşıyor ve yavaşlıyor. Hızlı açılmayan bir sayfa arama motoru botlarının da o sayfayı taramasında bir engel. Bu çağda kimse yavaş bir sitede dolaşmak istemez değil mi?

Anahtar kelime vurgusu

SEO yöntemleri arasında belki de en yaygın olarak kullanılanı, arama motorlarında yükselmek için hedeflenen kelimelere aşırı yüklenilmesi ve yazıda bunların sıkça vurgulanması. Bu aşamada aşırıya kaçan o kadar çok site var ki... Okuyucular yazıya odaklanmakta ciddi zorluklar çekiyor.

Eğer gerçekten bir anahtar kelime grubunda yükselmek isteniyorsa her bir anahtar kelime için ayrı bir sayfa oluşturmak ve buna göre optimizasyon çalışması yapmakta fayda var. Bunun yerine gizli veya yinelenen metinler ya da belirlenen anahtar kelimeler kullanarak, anahtar kelimelerinizin içeriğinizin bir parçası olduğunu sağlamalısınız ve yararlı sayfalara oluşturmaya odaklanmalısınız. Google'ı ve ziyaretçilerinizi kandırmayın.

İçerikleri çok kısa tutmak

Kaliteli ve özgün içerik, değinilen konuyu bütünüyle anlatmayı hedeflemeli. Çoğu sitede ve bloglarda arama motorlarının gözüne girmek için çarpıcı başlıklar atılıyor. Okuyucuların ilgisini çeken bu tür başlıklar, yazıyı okumak için okuyucuları tahrik ediyor. Yazıyı okumak amacıyla başlığı tıklayan okurlar çoğu zaman hayal kırıklığı yaşıyor.

Çünkü karşılarına başlık ile alakalı olmayan bir iki paragraflık bir yazı çıkıyor. Bu tür yazılar ne okura ne de yayın sahibine fayda sağlıyor. Tamamen arama motorlarının gözüne girebilmek adına yapılmış ucuz SEO tekniklerinden başka bir şey olmayan bu tür yazıların SEO uyumlu makale statüsünde okurlara sunulması çok yanlış. Google, artık bunları pek yutmuyor. Kısa ve bilgi vermekten uzak içerikler okuyucu sadakati için ciddi bir sorun oluşturuyor. Bu yüzden konuyu tam anlamıyla ele almayan yazılara sitelerde, bloglarda yer verilmemeli.

Webmaster forumlarında ilanlarını sıkça gördüğümüz para ile satılan "SEO uyumlu makale satışı" konusunda en çok izlenen yöntem bu. Bu yüzden işin ehli olmayan, makale yazımı hakkında yeterince bilgisi olmayan, içerik yazarlığı yapmamış ama "iş çıkarsa yazarım" mantığı ile hareket eden kişilerden makele alınmaması gerektiğini düşünüyorum. Oturun kendi içeriğinizi kendiniz üretin. İçerik üretimi emek ister, bilgi ister, tecrübe ister. 100 kelimeden oluşan ve 75 kuruş ya da 1 TL'ye satılan bir makele kime ne fayda sağlar?

Alt tag kullanmamak

Arama motorları içerikleri tararken sadece yazıları indekslemiyor. Aynı zamanda resimleri, infografikleri vb. de indeksliyor. Bu da üst sıralarda yer almaya katkı sağlıyor. Bu yüzden içerikler ile alakalı bu görselleri mutlaka anahtar kelimeler ile düzenlemek gerekiyor.

Çoğu blog yazarı, web sitesi sahibi bunu yeterince önemsemiyor. Alt tag kullanmayı önemseyenler, bunun zaman içinde faydalı bir yöntem olduğunu anlayacaklar. Örneğin blog yazarlığı hakkında yazdığınız bir yazıda kullanacağınız görsele 'Picture10.jpg' gibi bir isim vermek yerine 'blogyazarligihakkinda.jpg' olarak bir isim vermek daha mantıklı.