Sosyal medyanın gündemi belirlediği, insanların ‘ana’ haber kaynağı olmaya başladığı günleri
yaşıyoruz. Ana akım medyanın duyurmadığı her türlü haberin, olayın internet aracılığı ile öğrenebildiği bir çağdayız.
Blog açmak, sosyal medya, mobil teknolojiler, telefon uygulamaları, dijital kameralar sayesinde gazetecilik herkes için yapılır hale getirdi. Vatandaşlar birer muhabir oldu. Ortaya "yurttaş gazeteciliği" denilen bir kavram çıktı. Bu durum bir yandan iyi bir gelişme diğer yandan da düşündürücü.
Çünkü bilgi internet ortamında çok hızlı bir şekilde yayılıyor. Bunun doğru ya da yanlış olduğu kişilerce sorgulanmıyor. Özellikle sosyal medyada bu ciddi bir sıkıntı. Bir kişinin ağzından binlerce kişiye ulaşan kirli bilgi, telafisi olmayan sonuçları doğurabiliyor. Bu kirli ve yanlış bilgiler medyadyurttaş gazeteciliği kavramının olumlu yönlerinden, yararlarından bahsediliyor. Kaç kişi olumsuz yönlerini ve zararlarını irdeledi? Yurttaş gazeteciliğin "sınırsız özgürlük ve haber kaynağı" denilerek topluma pohpohlanmasının gazetecilik mesleğine ve kaliteli haberciliğe zarar verdiğini düşünüyorum.
Sosyal medya gazetecileri tembelleştirdi
Gazetecilik mesleği, sosyal medya ile birlikte kabuk değiştirdi. Eskiden gazeteciler birinci derece haber kaynağı iken şimdi onlar da Facebook'tan Twitter'dan besleniyor. Sosyal ağlarda her gün saatlerce vakit geçirerek bir haber yakalamaya çalışıyorlar.
Bu bazen bir ünlünün polemik oluşturacak tweet'i olabiyor. Bazen koyduğu bir fotoğraf olabiliyor. Gazeteci bunu alıp altını dolduruyor, geçmişte çıkmış benzer haberler ile süsleyerek yeni ve yarım yamalak bir haber olarak bizlere sunuyor. Sosyal medya olmasa gazeteciler ne yapacak çok merak ediyorum. Twitter'a bağımlı yaşayan gazetecilerin sayısı çok fazla.
Sosyal medya gazetecileri de tembelleştiriyor. Üreten, araştıran, sağa sola koşturan, arşiv tarayan, insanlar ile yüz yüze iletişim kuran gazeteciler artık yok. Plazalarda, odalarına kapanan gazeteciler önlerinde bilgisayarlar ve tabletler ile bütün gün sosyal medyada zaman öldürüyor. Dışarıda ne olup bitiyor bilinmiyor. Durum böyle olunca gazetelerin kalitesi de düşüyor. Birkaç ajans haberi ve bülten ile sayfalar doluyor. Kaç tane gazetede kayda değer bir haber var? Para vererek kaç kişi gazete satın alıyor? Gazetelerin köşe yazarları tabana inebiliyor mu? Halkın gerçek sıkıntılarını gerçek anlamda yazan kaç yazar var? Bu sorular ve sorunlar üzerine de kafa yormak gerek. Medya sektörü kendi sorunlarını çözmekte aciz kalıyor.
Sosyal medyayı da insanlar buldu, geliştirdi. İnsanların kendi buldukları şeylerin bağımlısı, kölesi olması kadar acı ne olabilir? Kendi ayağımıza kurşun sıkmada üzerimize yok.
Sosyal medya, gazetecilik ruhuna gerçekten ters. Bilgisayar başında gazetecilik yapmak kimseye bir yarar sağlamayacak.
Umarım bu yazımı birileri dikkate alır ve mesleğin yitirdiği itibarın kazanılması için kendi sorumluluklarını yerine getirirler.
Blog açmak, sosyal medya, mobil teknolojiler, telefon uygulamaları, dijital kameralar sayesinde gazetecilik herkes için yapılır hale getirdi. Vatandaşlar birer muhabir oldu. Ortaya "yurttaş gazeteciliği" denilen bir kavram çıktı. Bu durum bir yandan iyi bir gelişme diğer yandan da düşündürücü.
Çünkü bilgi internet ortamında çok hızlı bir şekilde yayılıyor. Bunun doğru ya da yanlış olduğu kişilerce sorgulanmıyor. Özellikle sosyal medyada bu ciddi bir sıkıntı. Bir kişinin ağzından binlerce kişiye ulaşan kirli bilgi, telafisi olmayan sonuçları doğurabiliyor. Bu kirli ve yanlış bilgiler medyadyurttaş gazeteciliği kavramının olumlu yönlerinden, yararlarından bahsediliyor. Kaç kişi olumsuz yönlerini ve zararlarını irdeledi? Yurttaş gazeteciliğin "sınırsız özgürlük ve haber kaynağı" denilerek topluma pohpohlanmasının gazetecilik mesleğine ve kaliteli haberciliğe zarar verdiğini düşünüyorum.
Sosyal medya gazetecileri tembelleştirdi
Gazetecilik mesleği, sosyal medya ile birlikte kabuk değiştirdi. Eskiden gazeteciler birinci derece haber kaynağı iken şimdi onlar da Facebook'tan Twitter'dan besleniyor. Sosyal ağlarda her gün saatlerce vakit geçirerek bir haber yakalamaya çalışıyorlar.
Bu bazen bir ünlünün polemik oluşturacak tweet'i olabiyor. Bazen koyduğu bir fotoğraf olabiliyor. Gazeteci bunu alıp altını dolduruyor, geçmişte çıkmış benzer haberler ile süsleyerek yeni ve yarım yamalak bir haber olarak bizlere sunuyor. Sosyal medya olmasa gazeteciler ne yapacak çok merak ediyorum. Twitter'a bağımlı yaşayan gazetecilerin sayısı çok fazla.
Sosyal medya gazetecileri de tembelleştiriyor. Üreten, araştıran, sağa sola koşturan, arşiv tarayan, insanlar ile yüz yüze iletişim kuran gazeteciler artık yok. Plazalarda, odalarına kapanan gazeteciler önlerinde bilgisayarlar ve tabletler ile bütün gün sosyal medyada zaman öldürüyor. Dışarıda ne olup bitiyor bilinmiyor. Durum böyle olunca gazetelerin kalitesi de düşüyor. Birkaç ajans haberi ve bülten ile sayfalar doluyor. Kaç tane gazetede kayda değer bir haber var? Para vererek kaç kişi gazete satın alıyor? Gazetelerin köşe yazarları tabana inebiliyor mu? Halkın gerçek sıkıntılarını gerçek anlamda yazan kaç yazar var? Bu sorular ve sorunlar üzerine de kafa yormak gerek. Medya sektörü kendi sorunlarını çözmekte aciz kalıyor.
Sosyal medyayı da insanlar buldu, geliştirdi. İnsanların kendi buldukları şeylerin bağımlısı, kölesi olması kadar acı ne olabilir? Kendi ayağımıza kurşun sıkmada üzerimize yok.
Sosyal medya, gazetecilik ruhuna gerçekten ters. Bilgisayar başında gazetecilik yapmak kimseye bir yarar sağlamayacak.
Umarım bu yazımı birileri dikkate alır ve mesleğin yitirdiği itibarın kazanılması için kendi sorumluluklarını yerine getirirler.
Sosyal medya gazetecileri tembelleştirdi
Reviewed by Medya İstasyonu
on
Perşembe, Nisan 04, 2013
Rating:
Hiç yorum yok: