Blogunuzu sahiplenin ve ilgisiz bırakmayın

"Uzun zamandır blog yazıyorum, yazılarım hiç okunmuyor"

"Blogumu ziyaret edenlerin sayısı az. Bu durum canımı sıkıyor."

"Blog yazarlığı yapıyorum ama yazılarıma ilgi yok. Blogculuğu bırakmayı düşünüyorum."

"Blog yazarak para kazanılıyormuş dediler. Ben de blog açtım ama sonuç hüsran..."

"Düzenli olarak yazı yazıyorum ama ne ziyaretçi var ne de kazanç..."

"Blog yazarak para kazanmak yalan mı?"

Blog yazarlığı yapmaya başladığımdan bu yana yukarıdaki cümleleri o kadar çok duydum ki...

Blog yazısının etkili olmasının en önemli yollarından biri de yazının içeriğinin okuyuculara fayda sağlaması. Fayda sağlayıcı içerik üretemiyorsanız isterseniz yüzlerce yazı yazın. Sonuç pek değişmeyecek...

Blog yazarlığı yapanların dikkat etmesi gereken en önemli noktalardan biri olan faydalı ve değerli içerik üretimi maalesef tam anlamıyla yapılamıyor. Blog yazarları büyük hevesler ile başladıkları blogculuk macerasından kısa bir süre sonra sıkılabiliyor.

Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi blogculuk, gerçekten bir sabır işi. İlk başlarda çok büyük beklentiler içinde olmamak lazım. Zamanla hedefleri yükseltmek gerek.

Bir blog yazarı "nasıl daha çok okuyucu çekerim, bloguma nasıl hit çekerim" sorularından ziyade "nasıl daha kaliteli, okunabilir ve paylaşılabilir içerikler üretirim" sorusunun cevabı üzerine yoğunlaşmalı.

Kaliteli içeriğe sahip olmayan blogların blog dünyasında kendilerine kalıcı bir yer edinmeleri gerçekten çok zor. Blog okuyucuları artık daha kaliteli ve kendilerine fayda sağlayan içerikleri görmek, okumak istiyor.

1,5 yıldır Medya İstasyonu'nda faydalı olabilecek türden içerikler üretiyorum. Bunun son derece etkili olduğunu söyleyebilirim. Blogumu ziyaret eden her bir okuyucuyu, yazılarıma yapılan her yorumu önemsiyorum. Tüm blogculara da bunu öneriyorum. "Azla yetinmeyen çoğu bulamaz" sözünü aklınızdan çıkarmayın.

Şunu unutmamak gerek blogunuzdaki içeriklerden memnun olan ve okumaktan keyif alanlar sizin en iyi reklamcılarınızdır. Mutlu okuyucular ile kitlenizi daha da genişletebilirsiniz.

Bence blogculukta başarının altın kuralları şunlar

Sadelik: Sade bir tema seçin. Okuyucu korkutan renk ve tasarımlardan uzak durun. Temanın arka planı kesinlikle açık renk olsun. Beyaz bu konuda ilk tercih olmalı. Tespitlerime göre okuyucular ferah bir görünüme sahip sitelere daha çok ilgi gösteriyor.

Reklam dengesi: Blog yazarlarının en büyük isteklerinden biri de blogu ile para kazanmak. Bu gayet doğal bir talep olsa da bu doğrultuda yapılacak adımlar okuyucu kaçırmada son derece etkilidir. Kendinizden pay biçin. İçeriği az olan, her taraftan reklam fışkıran siteler hoşunuza gidiyor mu? Aradığınızı kolayca bulabiliyor musunuz? Hoşlanmadığınız şeyleri başkalarına yapmayın.

Yazı pratiği yapma: Blogculukta içerik üretimi birçok kişinin zorlandığı bir durum. Bu noktada bol bol yazı pratiği yapmalısınız. Yazarak kendinizi geliştirebilirsiniz. İlgi alanınıza giren, blog içerikleriniz ile alakalı konulardaki yayınları, yazıları okuyun. İşin profesyonellerinden tüyolar alın.

İhtiyaç duyulacak içerik üretimi: Teknoloji blogu yazıyorsanız teknoloji alanındaki gelişmeleri takip edin. Okuyucuların bu alanlarda merak edebilecekleri farklı bakış açısı ile yazılar yazmaya özen gösterin. Bu yazıları arama motorlarında blogunuzu bulabilecekleri şekilde kaleme alın.

Örneğin internetten para kazanma teknikleri hakkında bir blog yazıyorsunuz. Bu konuda yazılmış onlarca hatta yüzlerce yayın var. İşte bunların arasından sıyrılabilecek hikayeleri okuyucuya sunmanız sizi bir adım öne çıkaracaktır. İnternetten para kazanmanın klasik yönlerinden bahsetmek yerine kendi para kazanma deneyimlerinizden bahsedin. Okuyucular samimi yazıları ve kişisel tecrübeleri önemser.

İstikrar: İstikrar, blogculukta en önemli taşlardan biri. Blog yazarlığını kararlı bir şekilde yapamayacaksanız muhtemelen başarılı olamayacaksınız. Blogunuza ilgi gösterin. Onu sahiplenin. Ziyaretçi az, yazılarım okunmuyor, bu blog iş yapmaz demeyin. Başarı, çalışmakla ve sabretmekle gelecek. Olumlu ya da olumsuz tüm yorumlara açık olun. Zamanla işlerin yoluna girdiğini göreceksiniz.

Kendimden örnek;

Bu noktada kendimden bir örnek vereyim. Blogumun gerekli ayarlarını yaptıktan sonra ilk yazımı yazdım ve yayınladım. O gün yazımı yanlış hatırlamıyorsam 3 ya da 5 kişi okudu. Bu benim için önemli bir gelişme idi.

Zaman içinde daha çok okuyucuya ulaşacağımı düşünerek yazılarımı daha sık ve farklı konularda yazmaya başladım. Sonraki günlerde yazılarıma yorum da gelmeye başladı. Oluşturduğum sosyal medya hesaplarında yazılarımı paylaştım.

Beğeniler aldıkça daha çok heveslendim. Bu süreçte araştırma ve ilgi çekici yazı yazma noktasında farklı teknikler uygulamaya başladım. Özgün yazdığımdan dolayı arama motorlarında üst sıralarda yer almaya başladım. Artık okuyucuların ihtiyacı olabilecek, onlara yol gösterebilecek yüzlerce yazı içeren bir blogum olmuştu.

Blog yazarlığı hakkında fikir almak isteyen kişilerden çok sayıda mail aldım. Hatta durum bir adım daha öteye gitti. Artık blogum sayesinde iş teklifleri bile almaya başlamıştım. Nisan 2013'ten bu zamana kadar ki blog yazarlığı serüvenimde geldiğim noktadan memnunum.

İş yoğunluğum nedeniyle daha sık periyotta yazı yazamasam da blogumu hiç boşlamadım. Sıfırdan bu aşamaya getirdiğim blogumu ilgisiz bırakarak ona neden bu kötülüğü yapayım ki?

Umarım bu kısa örnek sizin için de bir umut ışığı olur ve blogunuza gereken özeni gösterirsiniz. Başarı tesadüf değil. Mücadele edin. Engel var diyerek geri adım atmayın. Çalışın, emek harcayın.

Emek olmadan yemek olmaz....

Sizin de bu tarz hikayeleriniz varsa benimle paylaşabilirsiniz.

Her daim sevgiyle kalın...







Blogunuzu sahiplenin ve ilgisiz bırakmayın Blogunuzu sahiplenin ve ilgisiz bırakmayın Reviewed by Medya İstasyonu on Pazartesi, Kasım 17, 2014 Rating: 5

2 yorum:

Blogger tarafından desteklenmektedir.